Hareket Alzheimer ve Demans riskini azaltıyor! Hareketsizlik vücutta 7 hasara yol açıyor

Hareketsizlik Zararları ve Önlemler

Vücuttaki düzenli hareketin önemi göz ardı edilmemeli. Kas ve eklem hastalıkları, hipertansiyon, diyabet gibi kronik rahatsızlıkların önlenmesinde hareketin rolü büyük. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu, vücudun hareket etmek için yaratıldığını belirterek, hareketsizliğin doğal bir durum olmadığını vurguluyor. Teknolojinin yaşamı kolaylaştırmasının sağlık açısından olumsuz etkileri olduğunu belirten Bayramoğlu, ağrılar, kireçlenme, metabolik hastalıklar ve ruhsal sorunların yaygınlaşmasının nedenlerinden birinin hareketsiz yaşam tarzı olduğunu söylüyor.

Bedensel ve Zihinsel Etkileri

Sadece bedeni değil, zihinsel fonksiyonları da olumsuz etkileyen hareketsizlik, gençlerde de boyun, bel ve sırt ağrıları gibi rahatsızlıklara sebep olabiliyor. Aynı zamanda kilo artışına neden olarak eklem hastalıklarına zemin hazırlayabilir. Prof. Dr. Bayramoğlu, hareketsizliğin postüral deformiteleri artırabileceğine ve mental sağlığı da köreltebileceğine dikkat çekiyor.

Önemli Zararlar ve İpuçları

1- Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları: Kasların kullanılmadığı durumlarda güç kaybeder ve hareketler zorlaşabilir. Ayrıca eklem esnekliği azalır ve postür bozuklukları ortaya çıkabilir.

2- Kalp-Damar Hastalıkları: Hareketsizlik kan dolaşımını yavaşlatarak kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir. Kondisyon düşüklüğü ve varis gibi sorunlar görülebilir.

3- Metabolik Hastalıklar: Hareketsizlikle birlikte kalori harcanması azalır ve kilo alımı artabilir. Bu durum insülin dengesini etkileyerek metabolizma problemlerine yol açabilir.

4- Solunum Sistemi Hastalıkları: Hareketsizlik zamanla solunum kapasitesini daraltabilir ve solunum problemlerine neden olabilir.

5- Sindirim Sistemi Hastalıkları: Bağırsak hareketlerini olumsuz etkileyen hareketsizlik, sindirim sorunlarına sebep olabilir.

6- Depresyon ve Uyku Bozuklukları: Fiziksel aktivitenin azalması, ruh sağlığı ve uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda bilişsel fonksiyonları da zayıflatabilir.

7- Lenfatik Sistem ve Bağışıklık: Hareketsizlik, lenf sisteminin çalışmasını engelleyerek bağışıklık sistemini zayıflatabilir.

Related Posts

Unutkanlık nerede hastalığa dönüşür?

Unutkanlık yaşlanmanın parçası olabilir ama demans, bir beyin hastalığıdır. Zihin çözülmeye başladığında ilk işaret, her zaman hafıza değildir. Türkiye’de her 10 yaşlıdan 1’i demanslı. Ancak çoğu hâlâ “yaşlılık bunaması” sanılıyor. Oysa tedavi edilebilir türleri bile var…

İğneyle zayıflamak yetmedi Üstüne hücresel gençlik aşısı

Obezite iğneleriyle kilo verenler şimdi yeni bir enjeksiyonun peşinde: NAD+ iğnesinin vaadi büyük: Kilo koruma, yaşlanma yavaşlatma, hücresel enerji artışı. Hollywood yıldızları, CEO’lar ve biyohacker’lar şimdiden kullanıyor. Peki NAD gerçekten işe yarıyor mu, yoksa yeni bir pazarlama mı?

Alışkanlıklar böbrek taşına davetiye çıkarıyor

Medipol Sağlık Grubu’ndan Acıbadem Bölge Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Gökhan Atış, böbrek taşı hastalığına karşı koruyucu önlemlerin çok önemli olduğunu belirterek, yaşam tarzı değişiklikleri, dengeli beslenme, aktif yaşam ve ideal kilo aralığında kalmanın böbrek sağlığını korumada etkili olduğunu bildirdi.

20’lik dişlerini bankada saklayan var! Tamir çipi devrede: ‘Türkiye de adım attı’

20’lik dişler artık sadece cerrahi atık değil. İçerdikleri kök hücrelerle sinir, kemik, kornea ve damar dokularının yenilenmesinde rol oynayabiliyorlar. Yani bu da pek çok hastalığın tedavisinde umut vadettiği anlamına geliyor. Öyle ki yirmilik dişler artık çöpe atılmıyor, özel bankalarda saklanıyor. “Türkiye’de de adımlar atıldı” diyen Doç. Dr. Münir Demirel anlattı.

Hipertansiyon 20 yaşın altındaki gençlerde hızla yaygınlaşıyor! Bu risklere dikkat

Dünyada önlenebilir ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan hipertansiyon atar damarlardaki kan basıncının sürekli normalin üzerinde seyretmesi olarak tanımlanıyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Turfan, hipertansiyon yaşını öne çeken 8 etkeni anlattı.

Dünyada her 6 çiftten biri bu sorunla mücadele ediyor: “Yalnızca kadın kaynaklı bir problem değil!”

Dünyada her 6 çiftten biri bu sorunla mücadele ediyor: “Yalnızca kadın kaynaklı bir problem değil!”